KARAKOVAN balının süzmesi olmaz


İnsanların bilmedikleri konular üzerine ya da zaafları üzerine pazarlama yapıyorlar. Zaten çevremizdeki insanların çoğu da doğrusu söylenince!!! anlamak istemiyor.
Karakovan balı,içirdiği balla değil mumunu tamamının arının yaptığı baldır yani süzülünce bildi,ğimiz süzme bal olur balın kalitesini ispatlamaz.ayrıca hiçbir arıcı yada bal firması tercih etmez. ticari olarakta mumlu olarak daha değerlidir.
KISACASI karakovan süzme bal olmaz.

BAL SINIFLARI ve ÜRETİM ŞEKLİNE GÖRE

1 PETEK BAL (içinde fenni petek olan,karakovan olanı da mum takılmadan mumun tamamını arının yaptıgıdır yerken ağızda mum birikmez oyüzden tercihlidir.
2 SÜZME ÇİÇEK BAL (kestane geven kekik üçkül ıhlamur,korunga vb tüm kır çiçeklerden üretilenbalların genel adıdır.kestane yada kekik diyerek adlandırılması bır satış stratejisidir.)aldatmacadır.
3 SALGI (ÇAM) BALI muğla marmariş bölgesinde üretilien ve basra böcegi (küçük elma kurduna bebnzer)nin çam agacından yapraklarından (herçam balvermez kızıl çam olacak)emdigi sıvıyı dışkı yolu ile dışarı atar pamucak yada ekmek küfü gibi olur ve salgı zerrecikleri buküfde olur.arı o salgıyı alır ve vicudundaki madelerle karıstırp bal halıne gelir vitamin degeri çiçek balına göre düşüktür yemesi doyumlu olur .
4 FIRINCILIK BALI içinde balla hiçbir alakası olmayan mısır şurubu yada gilikoz la yapılan renklendirici kıvam artırıcı maddelerlede karıştırılıp bal aromalı şurup yazılıp pazarada bal yerine satılmaktadır.etiketini lütfen okuyunuz üretim izninde bal tebliğine uygun yazmaz ALKOLSÜZ İÇEKLERER TEBLİĞİNE UYGUNDUR YAZAR.


DOĞAL BAL BOZULMAZ
BAL! Tüm yiyeceklerin en safıdır. Bozulmayan tek gıda maddesi olup 3000 yıl saflığını koruyabilir. Kaliteli ve olgunlaşmış bir balda bakteriler iki saatten fazla yaşayamazlar.
 Doğal bal bozulmaz, kristalleşebilir. Yaygın kanının aksine, gerçek bal bazen kristalleşir. Bu, bozulduğu anlamına gelmez. Kristalleştiği haliyle de tüketilebilir; besin değerini kaybetmez. Balı kristalleşme öncesindeki kıvamına getirmek mümkündür. 45 dereceden daha az ısıda, benmari usulü bir kabın içinde, suyla doğrudan temas ettirmeden ısıtmak, kristalleşmenin çözülmesi için yeterlidir. Sahte bal ise, doğanın özlerini içermediği için, uzun süre kristalleşmeyebilir. Salgı balları hariç.

BAL NASIL SAKLANIR ?


Oda sıcaklığında, kapalı kaplarda, nemden uzak depolarda saklanmalıdır. Naylon kaplarda bal saklanmaz. Aşırı sıcakta bal güvelenir. Buzdolabında bal saklanmaz.

NEDEN BAL TÜKETMELİYİZ?

Günlük besin ve enerji ihtiyacımız, özellikle günümüzün zorlu koşullarında giderek artıyor. Öte yandan, sağlıklı ve doğru beslenme, sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Bal hem besin değeri, hem insan sağlığına katkıları bakımından, doğal gıdaların önde gelenidir. Benzersizdir. Sağlıklı ve doğru beslenmenin, günlük enerji ve vitamin ihtiyacımızı doğal biçimde karşılamanın en iyi yollarından biri, her gün, yeterli miktarda bal tüketmektir.


BAL NEDEN BESLEYİCİ

Bal, vitaminler, enzimler, mineraller, aminoasitler ve vücut için gerekli,yaşamsal değerde diğer pek çok elementi içerir.Bu,balı,şekerli ürünlerden ayıran en belirgin özelliktir.Arılar,1 gram bal için 4000 den fazla çiçeğin nektarını toplarlar.Bal,binlerce çiçeğin,bitkinin besleyici değerlerini ve şifasını taşır.Kişinin beslenme ve enerji ihtiyacına büyük ölçüde katkı sağlar.100 gram balda,yaklaşık 325 kalori vardır.Öte yandan bal,antioksidan ve anti bakteriyel özelliğiyle,VÜCUDUN DİRENCİNİ güçlendirir.Sağlığı korumaya yardımcı olur.


Son yıllarda dünyada 'apiterapi' adı verilen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızlı bir gelişme göstermeye başladı. Arıcılık faaliyetlerinden elde edilen bal, polen, propolis, arı sütü, arı zehri gibi ürünler halk arasında birçok hastalıklara karşı tedavi amacıyla kullanılıyor. Bal, prpolis, ari sütü mükemmel bir antibakteriyel özelliğe sahip olarek gösterilirken, arı zehrinin antiromatizmal özelliği olduğu, polenlerin ise immünolojik hastalıkların tedavisinde kullanıldığı belirtiliyor.

Zengin bir bitki gen kaynağına sahip olan ülkemizin tüm bölgeleri arıcılık yapmak için uygun bir ekolojik yapıda bulunuyor. Arı gen merkezlerinden biri sayılan Türkiye, 4.2 milyon koloni arı varlığı, 67 bin ton bal ve 3 bin 500 ton bal mumu üretiminin yanı sıra 11 milyon dolar değerinde arıcılık ürünü dış satımı ile arıcılığın güçlü olduğu ülkeler arasında yer alıyor.

Arıcılık faaliyetleri sonucu elde edilen ürünlerin tedavi amacıyla kullanılmasının çok eski zamanlara dayanmakla birlikte bu konuda araştırmaların yapılması ve apiterapi merkezlerinin kurulmasının günümüzde çok güncel olduğunu belirten Çukurova Ünivertesi Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Prof.Dr. Osman Kaftanoglu, özellikle 'apiterapi' adı verilen arı ürünleri ile tedavi yöntemlerinin hızlı bir gelişme gösterdiğini, ülkemizde ise arı ürünlerinin sağlığa faydalı olduğunun bilinmekle birlikte bu ürünlerin tıbbi özellikleriyle ilgili yeterli araştırmalar yapılmadığını söyledi.

Bal, polen, propolis, arı sütü, arı zehiri gibi arıcılık ürünlerinin çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığını ifade eden Kaftanoğlu, "Bu ürünlerden propolis mükemmel antibiyotik olarak, arı sütü, zengin enerji, besin ve hormon kaynağı olarak bilinmekte ve besleyici değeri yüksek olan bal ve polen de yine bir grup hastalık ve enfeksiyonların tedavisinde kullanılmaktadır." dedi.


Arı' dan Elde Edilen Ürünlerin Sağlık Açısından Faydaları


Bal: Temel besin maddesi ve enerji kaynağı olarak kullanılmasının yanı sıra insan sağlığı bakımından da önem taşımakta ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Sulandırılmamış balın asitliği antibakteriyeldir. Mide ve bağırsaklar üzerinde iyileştirici etkisi olan bal, yara ve yanıkların tedavisinde, kronik sindirim sistemi hastalıklarından özellikle peptik ülser ve hazımsızlığa, duodenal ülsere, çocuklarda ise bakteriyel gastroenteritise karşı etkili bir şekilde tedavi amacıyla kullanılmaktadır.

Klinik araştırmalarda ise gözde, katarakt hastalığına, konjiktivit ve çeşitli kornea rahatsızlıklarına karşı, direkt gözün içine uygulanarak kullanılan balın şeker hastaları için ise şekerli bir üründen daha iyi olduğu belirtiliyor. Böbrek fonksiyonlarını düzenleyici, uykusuzluğu giderici, ateş düşürücü etkileri bulunan bal kalp, dolaşım sistemi hastalıkları, karaciğer rahatsızlıklarına karşı da kullanılıyor.

Balmumu: Arıcılık sektöründe temel petek yapımında, marangozculukta ağaçtan yapılmış eşyaların parlatılmasında, parke verniği yapımında ve boya endüstrisinde, ışık kaynağı olan mum üretiminde, parfümeri endüstrisinde, kozmetikte kullanılmasının yanı sıra insan sağlığı açısından çeşitli merhem türü ilaçların, kremlerin yapımında bal mumu kullanılmaktadır.

Polen:Arıların büyüyüp gelişmelerini tamamlamaları, salgı bezlerinin gelişmesi için gerekli olan başlıca protein kaynağıdır. Polen insan beslenmesi için çok büyük bir öneme sahiptir. Büyümeyi hızlandırma, yorgunluğu giderme, kansızlığı önleme, metabolizmayı düzenleme özelliğinin yanı sıra polen, polen alerjisi olan kişilerin tedavisinde, prostat karaciğer, hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Arı zehiri: Arılarda zehir torbasına bir kanal ile bağlanan asit ve alkali salgı bezlerinde üretilerek zehir torbasında depolanır. Avrupa'da uzun yıllar arı zehiri, eklem rahatsızlıklarında, romatizmal hastalıklarda, gribal enfeksiyonlarda ve ortopedik hastalıklara karşı kullanılmakta, iltihap kurutucu ve analjezik (ağrı kesici) etkileri bulunmakta, epilepsiye, bazı kanser çeşitlerine, boğaz enfeksiyonlarına, migrene, ülsere, astıma kullanılmaktadır.

Amerikan Apiterapi Birliği, doku sertleşmesi, deri veremi, kronik yorgunluk sendromu, yara izi, deri kanseri, ekzema gibi hastalıkların tedavisinin arı zehiri ile yapıldığını bildirmiştir.

Arı sütü: En fazla bronş astımı, damar sertliği, mide ve bağırsak hastalıkları, romatizma hastalıkları tedavisinin yanı sara yüksek tansiyonu önleyici, böbrek ve idrar yolu rahatsızlıklarını düzenleyici özellikleri vardır. Zihinsel ve bedensel yorgunlukların giderilmesine karşı ve ciltteki kırışıklık ve sivilcelere karşı da etkili şekilde kullanılmaktadır.

Propolis: Gram pozitif bakterilere karşı antibakteriyel etkiye sahiptir. Spreyleri solunum yoluyla alındığında romatizmaya ve astıma iyi gelmekte, gut hastalığının tedavisinde ve sinirleri yatıştırmada kullanılmakta, doku yenilenmesini sağlamakta ve kötü huylu tümör hücrelerinin gelişimini engellemektedir.


BAL NEDİR? NASIL OLUŞUR?

Bitkilerden topladıkları nektar ve salgılardan bal yapan arıların 20 milyon yıldır bal ürettiği bilinmektedir.

Balarılarından oluşan bir kolonide bir ana arı, on binlerce işçi arı ve yüzlerce erkek arı bulunur. Bunlar bir kovan içerisinde birlikte yaşarlar. Balarısı kolonisi tüm faaliyetlerini, kovan içerisinde, kendi vücudundan salgıladığı balmumu ile oluşturduğu peteklerde yürütür.

Nektar, genellikle çiçeklerden toplanan şeker, su ve bazı başka eser miktardaki maddeleri içeren ve arının bal kesesinde kovana taşıdığı sıvıdır.

Bal, arıların çiçeklerden topladığı nektarın, kendi vücutlarından salgıladıkları bir takım enzimlerle işlenmesi sonucu, dayanıklı, yoğun ve yüksek besin değeri içeren bir gıda maddesine dönüştürülmesi ile elde edilir.

450 gr. bal elde etmek için, 17.000 arı ortalama 10 milyon çiçeği ziyaret etmek durumunda kalır. Market raflarına 1 kg bal üretmek için arı kolonisi dünyanın çevresini 6 kez dolaşacak kadar uçmak durumunda kalır.

BAL NEDİR.

Bilinçli Tüketici
Balın Niteliği
Bal, bitkilerin çiçeklerinde bulunan nektarın (bal özü) veya bitkilerin canlı kısımlarıyla, bitki üzerinde yaşayan bazı böceklerin salgıladığı tatlı maddelerin bal arısı ( Apis mellifera ) tarafından toplanması, vücutlarında bileşimlerinin değiştirilip petek gözlerine depo edilmesi ve burada olgunlaştırılması sonucunda meydana gelen koyu kıvamlı, tatlı bir üründür.
Balın Yapısı
Bal karmaşık bir yapıya sahiptir. Balın bileşimi, elde edildiği çevre şartlarına, balın kaynağına, hasat yapıldığı zamanki olgunluğuna, işleme yöntemine ve depolama şartlarına bağlı olarak değişir. Balı arı kendisi için yapar. Süzme bal petekteki balın olgunlaştıktan sonra süzülmesi ile üretilir.



Balın Bileşimi
Şekerler : Balda bulunan şekerler in dağılımı şöyledir:

• Monosakkaritler
• Disakkaritler
• Trisakkaritler
• Kompleks Şekerler

Bu şekerlerin çoğu nektarda bulunmaz, balın olgunlaştırılması sırasında arılar tarafından eklenen enzimler sonucunda ya da asit şeker reaksiyonu sonucunda oluşmaktadır.

Asitler : Balın yapısını oluşturan diğer bir madde asitler dir. Balda bulunan asitler sadece tat ve lezzetine katkıda bulunmakla kalmaz, balda mikroorganizma gelişimini önleyici etkiye de sahiptir. Balda en fazla glukonik asit bulunmaktadır.

Proteinler : Balda bulunan proteinler beslenme açısından önemli olup protein yapıtaşı olan aminoasitler içerdiği tespit edilmiştir.

Mineral Madde : Balda mineral madde çok fazla olmamakla birlikte mineral alımını artırmak için kimi diyetlerde şeker yerine verilebilmektedir.

Vitaminler : Vitaminler e gelince balda bulunan en önemli vitaminler; Tiamine (B1), Ribolavin (B2), Askorbik asit (Vitamin C), Pridoksin (B6), Pantotenik asit (B5) ve Nikotinik asit (B3)'dir. Bununla birlikte Vitamin H ve K da mevcuttur. Balın antioksidant özelliği vardır.

Bitki Pigmentleri : Bal aynı zamanda koku ve tat veren maddeler ile renk veren bitki pigmentleri ni de yapısında bulundurur. Balda bulunan polenlerde balın geldiği kaynağı belirler. Balın parmak izidir.

Balın Üretimi
Bal Üretimi Arcılıkla Başlar : Bal üretiminde en önemli etken sağlıklı ve güçlü kolonilerdir. Bal üretiminde görülen problemlerden biri, üreticinin gerekli düzenlemeyi zamanında yapmaması nedeniyle, üretimin kuluçkalıkta gerçekleşmesidir. Yavrulu peteklerin kullanılması balın polen içeriğini artırır. Balda polen içeriğinin fazla olması ise balın renginin koyu olmasına, çabuk kristalize olmasına ve balın filtrasyonunda güçlüklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Bal üretiminde ballıkların önemi : Araştırmalar ballıkta üretilen bal ile kuluçkalıkta üretilen bal arasında polen içeriği bakımından önemli derecede farklılık olduğunu göstermektedir.

Bu nedenle ballık ve kuluçkalık petekleri birbirinden ayrılmalı, faaliyete güçlü koloniler ile başlanmalı, kuluçkalık ve ballık arasına ana arı ızgarası yerleştirilerek, ana arının ballık bölümündeki peteklere yumurtlaması önlenmelidir.

Balın Oluşumu
Balın ham maddesi (nektar, bal çiği ya da diğer sıvılar) tarlacı arılar tarafından bal keselerinde kovana taşınır. Hammadde salgı ile karıştırılır. Tarlacı arı kovana geldiğinde bal kesesindeki karışımı bir ya da birkaç genç arıya verir. Sıcaklık, arının yaşı, ırkı, koloninin gücü, getirilen hammadde geçiş hızını etkileyen faktörlerden bazılarıdır. İşlem süresi ve işlemde görev alan arı sayısı koloninin gücüne ve bal için getirilen hammaddeye bağlıdır. Güçlü nektar akımı süresince petek gözlere bir arıdan diğerine geçişin daha az yapıldığı yarı olgunlaştırılmış bal depolanır.

Balın Olgunlaşması
Balın hammaddesi toplandığı zaman çok fazla su içermektedir. Suyun fazlası arılar tarafından kovandan uçurularak bal olgunlaştırılır. Balın olgunlaştırılma işlemi kovan içerisinde olur. Arı yarı olgunlaştırılmış balı petek gözlere depolar. Kural olarak gözün dörtte biri ila dörtte üçü doldurulur. Eğer yer yok ya da hızlı çıkım var ise petek gözün yarısı ya da dörtte üçü doldurulur. Son olgunlaştırma işlemi, balın ilk göze konduğu andaki nem miktarı, petek gözün doluluk durumu kovandaki havalandırmaya, ısıya ve ortamın nemine bağlı olarak 1-3 gün alır. Doğal kovan şartlarında petek gözlere depolanan bal, sırlanarak korunur.

Bal Hasadı
Bal hasadında dikkat edilecek hususlar : Ballar pazarda öncelikle süzme (granül, likit), petekli (seksiyon, kesilmiş petekli) olmak üzere iki grupta pazarlanmaktadır. Bal hasadı pazardaki hedeflere göre yapılabilir. Ancak hasat yapmadan önce balın olgunlaşmış olmasına dikkat etmek gerekir. Bunun için bal sırlanır sırlanmaz ballıklardan alınır. Süzme bal üretimi için peteklerin en az üçte ikisi sırlanmış olmalıdır. Bal kaynağına göre ayrı ayrı hasat edilmelidir. Kaplara ayrı ayrı konulmalıdır. Kapların üzerine kimlik numaraları yazılmalıdır.

Bal Pazara Hazırlarken Dikkat Edilecek Hususlar
• Bal kapları kodekse uygun olmalıdır.
• Bal kaplarının üzerine üretici kodu, üretildiği yer ve kaynağı yazılmalıdır.
• Balın içine hiçbir madde katılamaz. İçeriğinden hiçbir madde çıkarılamaz.

Balın Depolanması
Bal Evi ve Depolama Odası : İster üretici mekanında, ister dolum tesislerinde olsun bal evi ve depolama odası her zaman tamamen temiz tutulmalıdır. Duvarlar ve tavan kolayca yıkanan ve dezenfekte edilebilen malzemeler ile kaplanmalıdır. Bal depoları balın özelliğini bozmamalıdır.

Balın depolandığı mekan güçlü hava akımlarından korunmalı, bütün açıklıklar böcekler ve kemiricilerin girmesini engellemek için tel ile kaplanmalıdır. Kirli hava ve fazla nemi önlemek için uygun havalandırma sağlanmalıdır.

Balın taşınması ve depolanması Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği'nin "Taşıma ve Depolama" bölümünde yer alan kurallara uygun olmalı ve depolama sıcaklığı 30°C'yi geçmemelidir.

Sorunlar ve Çözüm Önerileri
• Arıcılar kendi ürettikleri balı pazarlamada sorunlar yaşarken ülkemize sınır ticareti adı altında yasal olmayan yollardan ya da tatlandırıcı adı altında tonlarca kalitesiz bal girmektedir, bu balların satışı engellenmelidir.
• İlaç, antibiyotik ve mevsim dışı şeker kullanımı önlenmelidir.
• Erken hasat sorunu giderilmelidir.
• Arıcılar ve satıcılar kayıt altına alınmadır.
• Tekel olduğumuz ürünlerde tek elden ihracat yapılmalıdır. (Çam balı üretimde dünya lideriyiz.)
• Kodekse uygun bal kapları, arıcılık malzemeleri üretilmesi temin edilmelidir.
• Arı ürünleri ithalatı süresiz yasaklanmalıdır.
• İhraç edilen bala Tarım ve Köyişleri Bakanlığı izin veriyor. Laboratuarlar sayısı artırılmalıdır.
• Bal kaynakları korunmalıdır.
• Türk Gıda Kodeksi, tebliğlerinin tam olarak uygulanmalıdır.
• Marketlerde raf kontrolleri yapılmalıdır. Ülke içinde sahte bal yapanlar ile mücadele edilebilmelidir.
• Bal kaplarında arıcı kimlik bilgileri olmalı, balın kaynağı için polen analizi de Kodekse dahil edilmeldir.
• Avrupa ülkelerinin bal dış alımı 200 bin ton dur. Bu pazar iyi değerlendirilmelidir.
• Balda birlikler marka oluşturmalı, ihracatı katma değeri yüksek olan kavanoz ambalaj ile yapmalıdır.
• Glikoz ithalatı %2 kotasına geri çekilmeli.
• Arıcı Birliklerine market raflarında yer verilmelidir.
• Arıcı birlikleri olarak ihracatçılara kaliteli, sorunsuz, ihracatta problem yaratmayacak garantide, teklifi bütün bal paketleyicilerine de yaptık. Ancak bal paketleyicilerinden arıcı kimlik bilgisiyle birlik üyelerinden bal alımı için talep gelmemiştir. Sorunsuz ihracat için bu sağlanmalıdır.
• Bal alıcılarının birlik üyesi arıcılardan alım yapmaları sağlanmalı, bal satıcıları gibi marketlerde sattıkları üründen sorumlu tutulmalıdır.
• Arıcı kimlik belgelerinin banka kredilerinde, arıcının alacağı sağlık belgelerinde geçerli olması sağlanmalıdır.

Güvenilir Gıda
Gıdaya ilişkin her türlü şikayet veya talebinizi Türkiye'nin her 174'ü çevirerek ALO GIDA çağrı merkezine bildirebilirsiniz



POLİNASYON (TOZLAŞMA)

Bal, balmumu, arısütü, arı zehiri ve propolis gibi gıda ve farmakolojik değerleri çok yüksek olan ürünleri üreten balarısı, bunlardan çok daha önemli olan bitkilerdeki tozlaşmayı gerçekleştirerek ürünün nicelik ve nitelik yönünden üstün olmasını sağlamaktadır.


Tozlanma, döllenmeyi sağlayan ilk hareket ve ürün miktarını belirleyen en önemli faktördür. Aynı zamanda, meyve şeklini ve büyüklüğünü de etkilemektedir. Polen üretimi verimli erkek bitkilerde olduğu için bunların dişi çiçekler üzerine taşınarak döllenmeyi sağlayabilmelerinde tozlanmanın faktörü çok önemlidir.


Çiçekli bitkilerin temel tozlayıcısı olarak kabul edilen rüzgâr, hem homojen tozlaşma sağlayamaması, hem de ağır çiçektozlarını taşıyamaması yüzünden birçok bitki türlerinde tozlaşma için yeterli olamamaktadır.


Dünya genelinde arı tozlaşması ile elde edilen ürünün o yıl üretilen balın değerinin 50 katından fazla olduğunu kaydetmektedir.


Dünya gıda maddelerinin % 90’ı 82 bitki türünden elde edilir. Bu bitki türlerinden 63’ü (%77) arı tarafından tozlaşmaya gereksinim duymaktadır. Özellikle 39 bitki türü için arı tozlaşması mutlaka gereklidir. İnsan gıdasının 1/3‘ü doğrudan veya dolaylı olarak arı tozlaşmasına ihtiyaç duyan bitkilerden oluşur. Bu nedenle yeterli düzeyde tozlaşmayı sağlamak için çiçeklenme dönemlerinde arı kolonilerine ihtiyaç duyulmaktadır.


Meyve bahçelerinde de bal arısı kolonilerinin verimi artırıcı yönde çok önemli katkılar sağladığı ve etkin kullanımı sağlandığı takdirde mevcut bahçelerden verim artışı olacağı aşikârdır. Zira çiftçiler tüm kültürel işlemleri tam bile polinasyon işlemini önemsemeyip ihmal etse, bereketli bir hasat elde etmede başarısız olacaktır.


Bal arılarının büyük kolonilere sahip olması, kolayca taşınabilmesi ve yönetilebilmesi nedeniyle birinci derecede tozlaştırıcı olarak kabul edilirler.


Günümüz tarımında yapılan yoğun kültürel işlemler özellikle pestisitlerin kullanımı sonucunda yabani polinatörlerin sayısı önemli ölçüde azaldığından, bu eksikliği giderecek olan yegâne tozlayıcı bal arılarıdır.


Etkili bir tozlaşma için, çiçeklenme zamanı 1 hektar alana en az 3–4 arı kovanı bulundurulması önerilmektedir. Rüzgârlı, gölgeli yerlerde arı aktivitesi az olur ve çiçekler iyi tozlanamaz meyveler küçük kalır. Öte yandan erkek çiçeklere yakın olan dişi çiçekler daha iyi tozlanarak iri meyve oluştururlar.


Bal arısından tozlaşmada azami derecede yararlanabilmek için arılığın tozlaşması istenen bitkilere belirli bir uzaklıktan fazla olmaması gerekmektedir. Bal arısının 11,3 km mesafeye kadar gidebildiğinin yanı sıra başarılı çalıştığı azami mesafeyi 5-6 km olarak söylenmekte ancak 600–800 m. ye kadar olan uzaklıkta yoğun olarak çalıştığını belirtilmektedir.


ABD’de tozlaşma amacıyla ilk kovan kiralamanın 1909’da gerçekleştirildiği belirtilmekte, ancak 1970’li yıllardan itibaren çok artış gösterdiği ve son yıllarda da en yüksek düzeye ulaştığı görülmektedir. Örneğin, ABD’de 1989’da 2.035.000 arı kolonisi kiralanırken bu rakam, 1998’de yaklaşık % 19 artışla 2.5 milyona ulaşmıştır. Bu ülkedeki arı kolonisi sayısının 2,9 milyon olduğu göz önüne alındığında arıların tozlaşmada kullanılmasına nedenli önem verildiği ortaya çıkmaktadır. Dünyanın en önemli badem üretim alanları arasında yer alan Kaliforniya’da 1999 yılında 1 milyon arı kolonisinin tozlaşmada kullanılmak amacıyla kiralandığı belirtilmektedir.


ABD’de bal arılarının tozlaşmada kullanılması ile bitkisel üretimde ekonomik katkısı 1989 yılında 9,3 milyar dolar olarak belirtilirken, bu oran 2000 yılında 15 milyar dolar olarak hesaplanmıştır.


ABD’de 1980 yılında arı tozlaşması sonucu meydana gelen ürünün o yılki bal ve balmumu değerinin yaklaşık 143 katı olduğunu ve bunun da 19 milyar dolar değerine ulaştığını vurgulamaktadır.


Avokadoda bal arısı tozlaşmada kullanıldığında ağaç basına düsen ortalama 788 meyve olmasına karsın, bal arısının yokluğunda 227 adet meyve elde edilmiştir.


Arılar, sadece kültür bitkilerinde tozlaşma yaparak ürünün nicelik ve nitelik yönünden artmasını sağlamakla kalmayıp, doğadaki yabani bitkilerde de tozlaşmayı gerçekleştirerek, bu bitkilerin çoğalıp yayılmalarına, yaban hayatının gelişmesine, bitki ve hayvanlarda çeşitliliğin artmasına olanak sağlamaktadırlar.


Ülkemizde bal arısının bitkilerin tozlaşmasında kullanılması kavramı, son yıllarda telaffuz edilmeye başlanmıştır. Şimdiye kadar yapılan arıcılıkla ilgili seminer, sempozyum ve kongrelerdeki programlarda tozlaşma ile ilgili bir bölüm ilk defa II. Marmara Arıcılık Kongresi’nde yer almıştır. Birkaç yıl öncesine kadar arıcılarla bitki üreticileri arasında süregelen bir kırgınlık, hatta yer yer tartışmalar olduğu gözlenmiş ve bu iki grup üreticinin karşılıklı yararları olduğu kendilerine izah edilmiş, bu konu ile ilgili radyoda defalarca programlar yapılmış, ilgili toplantılarda yetiştiriciler bilgilendirilmeye çalışılmıştır. Özellikle, Batı Anadolu’da ve Marmara Bölgesi’nde bahçe ve tarla sahiplerinin bal arısının yaptığı tozlaşmanın önemini kavradıkları izlenmiştir. Hatta arı kovanı kiralama eğilimi de başlamışsa da bu konuda henüz çok gerilerde olunduğunu vurgulamak gerekmektedir.


Türkiye’de arıcılığın bu sahada gelişmiş ülkelerin düzeyine çıkabilmesi için teknik bilgilerin gereği gibi uygulanması yanında, arıların kültür bitkilerinin tozlaşmasında kullanılmasının optimum düzeyde uygulamaya sokulması zorunludur. Bu durum, arıcılığın gelişmesine olanak sağlarken, bitkilerde üretimin de artmasına yardımcı olacaktır.


Balarısı da dahil olmak üzere, arıların direkt yararları ve kültür bitkilerinde tozlaşmayı Gerçekleştirmelerinin de ötesinde, belki de en önemli işlevleri, doğada çeşitli yabani bitkilerin Tozlaşmasını yaparak birçok bitki türlerinin soylarını devam ettirmeleri, yeryüzüne yayılmalarının sağlanması ve bu bitkilerle topluluk oluşturan diğer bitkilerin de idamelerine yardımcı olmaları ve nihayet, bu bitkileri gıda ve barınak veya yuva yapma yeri olarak kullanan değişik gruplara mensup binlerce hayvanın yaşamlarını sürdürmelerine olanak hazırlamalarıdır. Biyolojik çeşitliliğin devamını sağlarken, erozyonun önlenmesi gibi, özellikle ülkemiz için hayati önem arz eden bir işlevi çok kez insanoğlunun haberi olmadan yerine getirmektedirler.


Oligolektik arı türleri tarafından tozlaşması yapılan bitki türlerinin varlığı, şayet vejetatif çoğalma olanağı yoksa tamamen bu arı türlerinin faaliyetine baglı olmaktadır. Oligolektik arıların yoğun olarak ziyaret ettiği bitki türleri Asteraceae, Fabaceae, Malvaceae, Onagraceae ve Cactaceae gibi önemli familyalarda yer almaktadır. Bilindiği gibi, erozyon ülkemizin en önemli sorunlarından birisidir ve her yıl tonlarca toprak taşınıp denizlere giderken insan ve hayvan ölümleri zaman zaman çok ileri boyutlara yükselmektedir. Doğadaki bitki ve yaban hayatındaki kayıpları tahmin etmek dahi çok zor olmaktadır. Ülkemizde1950’li yıllarda başlayan meyilli arazilerin sürülmesi, aşırı otlatmalar ve orman örtüsünün giderek azalması erozyonu çok hızlandırmıştır. Çok engebeli arazi yapısına sahip Olan Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu’da yaptığım inceleme ve gözlemlerde önceden sürülen ve daha sonra terk edilen meyilli arazilerde yaygın bitki örtüsünün çoğunlukla arı tozlaşmasına gereksinim Duyan Asteraceae, Boraginaceae, Brassicaceae, Campanulaceae, Compositae ve Fabaceae Familyalarına bağlı bitkilerden oluştuğu dikkati çekmiştir.


Ülkemizin bitkisel üretim ve arıcılık yönünden çok yüksek bir potansiyele sahip olmasına karşın her ikisi ile ilgili üretimin arzu edilen düzeyde olmadığı bilinen bir gerçektir. Diğer tarım tekniklerinin gereği gibi kullanılmasına ek olarak tarımda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de balarısının tarımın vazgeçilmez unsuru olarak görülmesi ve tozlaşmada başarılı bir şekilde kullanılmasının gerçekleştirilmesi zorunludur. Bu durum, bitkisel üretimin kalite ve miktarını artıracağı gibi, arıcıların güçlü olmasını sağlayacak, arıcılık mesleğini özendirecek, ziraat mühendisi ve diğer bazı fakülte mezunlarının bu mesleğe yönelmelerini sağlayacaktır. Böylece, ülkemizin çok zengin olan arıcılık potansiyeli değerlendirilirken kovan basına düşük olan bal ve diğer arı ürünleri verimi dünya standartlarını yakalayacak veya geçecektir.


balla ilgili bilmek istediğinizi
Kaynak: www.balegra.com.tr adresinden yada bilgi@balegra.com.tr adresine sorarak ögrenebilirsiniz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

Pembayaran & Pengiriman